Yöneticilik ve Liderlik Üzerine

 Yöneticilik Ve Liderlik Üzerine

"Dünyamızda cücelerin yönettiği tek dev makine bürokrasidir "(H. De Balzac).

 “Daha iyi bir dünya için çaba harcamayan insan, insan değildir”(Bir tapınak yazısı).

 

İnsan olarak hepimizin, dünyayı imar etmek, yaşanılır bir çevre oluşturmak, hayata hayrı, güzelliği, iyiliği, onuru, erdemi, özgürlüğü ve adaleti hâkim kılmak, çocuklarımıza ve gençlerimize daha iyi ve daha yaşanılabilir bir dünya bırakmak adına yerine getirmemiz gereken sorumluluklarımız vardır.

Bu anlamda sorumluluğunu bilen, sıradanlığın ve rutinin dışına çıkan, hayata anlam ve değer katmak adına bir şeyler yapma çabasında olan herkes yöneticilik ve liderlik potansiyeline sahip insan demektir

Yöneticilik ve liderlik konularında yaptığı çalışmalarla tanınan Warren Bennis şöyle demektedir. “Bir tek kişi ıssız bir adada tek başına yaşayabilir. Mizaçları uyuşan iki kişi beraberce bayağı yol alabilirler. Ama üç veya daha fazla kişiden söz ediyorsak, biri mutlaka başı çekmelidir. Aksi taktirde kaos kaçınılmazdır” (Bennis, 1999).

İslam Peygamberi de bu hususta “Üç kişi bir araya gelirseniz birinizi lider seçiniz” diyerek liderlik ve yöneticilik olgularının önemine işaret etmiştir.

Yönetim; belirli amaçlara ulaşmak için eldeki tüm kaynakları birbiriyle uyumlu, verimli ve etkin kullanabilecek kararlar alma ve uygulama süreçlerinin toplamıdır (Erol, 1991). Yönetici ise bu süreci yöneten kişidir.

Liderlik ise; bir grup insanı belirli amaçlar etrafında toplayabilme ve bu amaçları gerçekleştirebilmek için onları harekete geçirecek bilgi ve yeteneklerin toplamıdır (Erol, 1991). Liderlik için başka tanımlamalar da yapılmıştır. “Liderlik; grup etkinliklerini grup hedeflerine ulaşma doğrultusunda etkileme sürecidir” (Bass, 1985). “Güçlü bir etkidir” (Argyris, 1976). “Etkili kişisel özelliklere bağlı bir güçtür” (Etzioni, 1964). “İzleyicilerin düşünce ve eylemlerini etkileme doğrultusunda güç kullanmadır” (Zaleznik, 1977). Lider ise; bu fonksiyonları yerine getiren kişidir. “Lider, küme üyelerinin kendine yaptığı olumlu etkiden daha fazlasını onlara yapabilen küme üyesidir” (Başaran, 1992) şeklinde de tanımlanabilmektedir. Tüm bu tanımlardan da anlaşılacağı gibi, liderlik bazen bir kişilik özelliği, bazen belli bir makamın niteliği, bazen de bir davranış türü olarak kabul edilmektedir.

 Karmaşık bir biyolojik, sosyal ve psikolojik süreç kombinasyonu bir fertteki liderlik potansiyelini ortaya çıkarır. Etkili olabilmesi için bu potansiyelin başarılı bir şekilde pratiğe dökülmesi gerekir. Liderlik vasıflarına sahip olmak fakat onları uygulayamamak mümkündür. Farklı insanların hayatlarında bu vasıflar çeşitli durumlarda ortaya çıkabilir. Uygulamada liderlik, çevreden ve çevrenin sunduğu fırsat ve sınırlamalardan etkilenir. Aslında liderlik insani kişiliğimizin bir unsurudur.

Peki, Lider ile Yönetici arasında bir fark var mıdır? Varsa bu bunlar nelerdir? Bu iki kavram çoğu zaman birbirlerinin yerine kullanılmakta ise de; liderlik ile yöneticilik vasıfları arasında, özellikle iş yapma ve yaklaşım tarzı açısından bazı farklar vardır.

Yöneticiler, dikkatlerini denetim, kural ve prosedürler üzerinde toplarlar. Liderler ise istikamet verir, kabiliyetleri harekete geçirir ve strateji belirler ve uygularlar. Dikkatlerini kurallar üzerinde değil insanlar üzerinde yoğunlaştırırlar. Yönetici politikayı sürdürmeye çalışır, lider ise politika belirler. Yönetici ağacı düşünür; lider ormanla ilgilenir (Lunenburg & Ornstein, 1991).  Warren Bennis (Özel, 1994), lider ile yönetici arasındaki bazı farkları şöyle sıralar.

·         Yönetici idare eder, lider yenilik yapar.

·         Yönetici muhafaza eder, lider geliştirir.

·         Yönetici yapı ve sistem üzerinde yoğunlaşır, lider insanlar üzerinde.

·         Yönetici kontrole güvenir, lider güven ilham eder.

·         Yönetici işleri kısa ve orta vadede düşünür, liderin uzun bir perspektifi vardır.

·         Yöneticinin gözü mütemadiyen kar–zarar çizgisindedir, liderin gözü ufukları tarar.

·         Yönetici nasıl ve ne zaman diye sorar, lider ise ne ve niçin?

·         Yönetici var olana uyar, lider üretir.

·         Yönetici mevcut durumu kabullenir, lider ona meydan okur.

·         Yönetici klasik iyi askerdir, lider başına buyruk komutan.

·         Yönetici işi doğru yapar, lider doğru işi yapar.

Starratt’a (1995) göre ise lider ile yönetici arasındaki farklar aşağıdaki gibidir.

·         Yönetici var olan yapıyı korumayla ilgilenir, lider değişimle ilgilenir.

·         Yönetici yönetir, lider yönlendirir.

·         Yönetici yazılan konuşma metnini okur, lider konuşma metnini kendisi yazar.

·         Yönetici bürokratik otoriteye dayanır, lider moral otoriteye dayanır.

·         Yönetici mutlu topluluğu korur, lider izleyenlere mücadele ruhu aşılar.             -   

·         Yönetici liste ve bütçe sahibidir, lider vizyon sahibidir.

·         Yönetici ödül ve ceza gücüne dayanır, lider ortak amaca dayalı güce dayanır.

·         Yönetici denetler, lider motive eder.

·         Yönetici düzenler, lider ilham verir.                                                        

·         Yönetici eşgüdüm oluşturur, lider aydınlatır.                                                     

Yönetici ile lider arasındaki bu farklara başka unsurlar da eklenebilir.

          ·         Yönetici beraber çalıştığı insanları eleman, lider ise ekip üyesi olarak görür.

          ·         Yönetici daha çok itaat ve disipline, lider ise katılım ve inisiyatif almaya vurgu yapar.

          ·         Yönetici sahip olduğu bilgiyi saklama, lider ise ekip üyeleriyle paylaşma eğilimindedir.  

          ·         Yönetici emir ve talimatla, lider ise ikna ve motivasyonla iş yaptırır.

          ·        Yönetici yakınında güçlü ve liderlik potansiyeli olan insanlar istemez, lider ise gerçek liderliğin lider kişilikli insanlara yapılan liderlik olduğunu bilir.

          ·         Yönetici personel istihdamında sadakat ve itaati, lider ise liyakat ve ehliyeti esas alır.

          ·         Yönetici işleri daha çok düz mantığa göre, lider ise saçaklı mantığa göre yürütür.

          ·         Yönetici konuşma, lider ise dinleme eğilimlidir.

          ·         Yönetici eleştiriyi takdirden, lider ise takdiri eleştiriden daha çok kullanır.  

          ·         Yönetici daha çok “ben” lider ise “biz” zamirini kullanır.

          ·         Yönetici kendine bağlı bir sistem kurar, lider ise kendi olmasa da yürüyecek bir sistem peşindedir.    

          ·         Yönetici başarısızlıkta suçlu arar, lider sorumluluğu kendi üstlenir.

          ·         Yönetici tanımlama, lider ise tanıma eğilimlidir.

          ·         Yöneticiye ulaşmak zor, lidere ulaşmak kolaydır.

          ·         Yönetici sonuç, lider ise süreç odaklıdır.

Liderlik ile yöneticilik işlevleri çoğu durumlarda iç içe geçebilmektedir. Bu yüzden yönetici ile lider arasında yukarıda sıralanan farkları aslında “klasik yönetici” ile “lider yönetici” arasındaki farklar olarak okumak daha anlamlı olacaktır.

Bu karşılaştırmalardan insanların başına yönetici olan kişiler kendilerinin klasik bir yönetici mi, yoksa lider yönetici mi olduklarını çıkarabilirler. Yöneticiliğin bürokratik bir güce dayanarak prosedürlerle, liderliğin ise karizmatik bir güce dayanarak değişimle uğraşması, bu iki kavram arasındaki temel farklılığı oluşturur. İyi bir yönetici iyi bir lider ya da iyi bir lider iyi bir yönetici olmayabilir.

Şehir, ülke, okul ya da bir şirket için bazı durumlarda lider yönetici ile çalışmak çok daha elzem hale gelebilir. Örneğin bütün işlerin belli bir düzen içinde yürüdüğü, sistemin oturduğu, kısacası yapılması gerekenin ne olduğunun bilindiği bir organizasyonun başındaki yöneticinin klasik ya da lider yönetici olması pek fark etmez. Hayatın nispeten daha yavaş aktığı tarım ve sanayi döneminde durum çoğu zaman böyleydi. Yine günümüzde Avrupa’da özellikle Norveç, Finlandiya, İsveç vb çevre ülkelerin birçoğunda durum böyledir.

Ancak yoğun değişim ve dönüşümlerin yaşandığı, paradigmaların hızla değiştiği, risklerin ve belirsizliklerin arttığı kısacası taşların yerinden oynadığı organizasyonlarda ve ülkelerde lider yönetici ile çalışmak önemli bir avantaj, klasik yönetici ile çalışmak ise büyük bir dezavantaj ve risktir.  

Bu yüzden olsa gerek, uluslar arası büyük şirketlerin üst düzey yöneticileri (CEO) için Türkiye tecrübesi daha bir önem arz eder. Eğer bir CEO Türkiye’de başarılı olabiliyorsa, onun herhangi başka bir ülkede CEO’ luğu çok daha kolay yapabileceğine hükmedilir. Bu anlamda Türkiye tecrübesi CEO’ lar için önemli bir referans kabul edilir.

Yöneticilik ve Liderliğin Temel Fonksiyonları

            Bir eğitim kurumu, bir işletme ya da başka bir organizasyon olsun bir yönetici ya da liderin yerine getirmesi gereken fonksiyonlar aşağıdaki gibi sıralanabilir. 

1. Planlama

Planlama; belirli bir gelecekte nereye ulaşılmak istendiğinin ve oraya nasıl ulaşılacağının önceden belirlenmesidir. Yapılacak planlamada gerçekleştirilecek her bir faaliyetle ilgili olarak ne, niçin, nasıl, ne zaman, nerede, kim tarafından ve hangi kaynakla sorularına cevap aranır.     

Gideceği yeri bilmeyen kaptana hiçbir rüzgâr fayda etmez. Bu anlamda bir organizasyonun başında bulunan insanların ilk yapması gereken şey, plan ve hedeflerini ortaya koymaktır. Bu planlar kısa, orta ve uzun vadeli olabilirler. Kısa vadeli planlar genellikle 1-3 yıl, orta vadeli planlar 3-7 yıl, uzun vadeli planlar ise 7-10 yıl ya da daha uzun süreli olarak yapılırlar. İyi bir planlama, yönetim başarısında belirleyici bir role sahiptir ve diğer yönetim fonksiyonlarını da doğrudan ya da dolaylı olarak etkiler.

İyi bir planlama yapamamış bir yönetim, başta denetim olmak üzere örgütleme, yürütme ve koordinasyon fonksiyonlarını da etkin bir şekilde yerine getiremez. Özellikle planlama olmadan denetim olmaz. Zira neyi, nasıl, ne zaman, nerede, kiminle yapacağını planlamamış bir yönetimin denetim fonksiyonunu nasıl yerine getireceği belirsiz kalır. Bu anlamda denetim, olanla olması gereken arasındaki farkı bulma çabasıdır. Açıktır ki, etkili bir denetim önceden belirlenmiş standartlara ve hedeflere bağlı olarak yapılır. Ancak, iyi bir planlamanın da iyi bir ihtiyaç analizi ve stratejik bir değerlendirmeye dayanması gerektiği unutulmamalıdır.

İyi bir planlama, bir taraftan yöneticiye sistemli ve dönemli düşünme alışkanlığı kazandırıp, gözlerini geleceğe çevirmesini sağlarken, diğer taraftan faaliyetlerin daha iyi koordine edilmesine ve emek, sermaye ve zaman gibi kaynakların daha rasyonel bir şekilde kullanılmasına yol açar. Bu yüzden her faaliyet dönemi iyi bir planlamayla başlamalıdır. 

2. Örgütleme (Organize etme)

Örgütleme; insan kaynaklarını ve maddi unsurları, organizasyonun hedeflerini en etkin ve verimli bir biçimde gerçekleştirecek şekilde düzenleme çabasıdır. Bir ihtiyaç analizi ya da SWOT çalışması sonucu ortaya çıkan faaliyetlerin neler olduğunu belirlemek, bu faaliyetleri planlamak ve gerekli kişi ya da birimleri görevlendirmektir. İyi bir örgütleme ve ilgili faaliyetler için en uygun kişi ya da kişileri bulma işlemi organizasyonun genel başarısında önemli bir yere sahiptir. Bu anlamda Rockefeller’in “İş hayatında iyi yaptığım tek bir şey var; doğru insanları işe almak ve işlerine karışmamak” sözü oldukça manidardır. Belki de işin sırrı buradadır; yapılması gereken şey doğru insanı bulmak ve inisiyatif kullanmasına izin vermek…

Bir organizasyonun örgütlenmesinde, yani işlerin bölümlere ayrılmasında, genellikle yapılan işin mahiyeti (fonksiyonel esaslı örgütlenme), üretilen mal ve hizmet (mamul esaslı örgütlenme) ya da bulunulan bölge (coğrafi esaslı örgütlenme) esas alınır.

En yaygın kullanılan yöntem fonksiyonel organizasyondur. Bu yöntemde benzer işler ve görevler bir araya getirilerek aynı bölüme konulur ve gerekirse buna bağlı alt birimler oluşturulur. Madde üretimi yapan bir işletmede, örneğin bir tekstil fabrikasında örgütlenme bir genel müdürlüğe bağlı olarak çalışan üretim, pazarlama, finans ve personel müdürlükleri ile bunlara bağlı olarak çalışan alt birimler şeklinde olabilir. Aynı yöntem, müdür yönetimindeki bir eğitim kurumunda aşağıdaki şekilde uygulanabilir.

—Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Birimi

—Bilgi İşlem ve AR-GE Birimi

—Ölçme ve Değerlendirme Birimi

—Halkla İlişkiler ve Tanıtım Birimi

—İdari İşler Birimi (İnsan Kaynakları, Muhasebe, Güvenlik vs)

—Sosyal ve Kültürel Aktiviteler İcra Birimi vs.

Mamul esaslı organizasyonda üretilen mal ve hizmetin çeşidine bağlı bir örgütlenme modeli uygulanır. Örneğin birkaç çeşit mal ya da hizmet üreten bir işletme genel müdürlüğe bağlı olarak çalışan A Malı Müdürlüğü, B Malı Müdürlüğü ve C Malı Müdürlüğü ve bunlara bağlı alt birimler şeklinde organize olabilir. 

Bölge esaslı organizasyon ise birkaç il, bölge ya da birkaç ülkede faaliyeti olan kuruluşlar tarafından kullanılan bir örgütlenme yöntemidir. Akdeniz Bölgesi Üretim Müdürlüğü, Ege Bölgesi Üretim Müdürlüğü, Karadeniz Bölgesi Üretim Müdürlüğü ve bunlara bağlı olarak çalışan alt birimler gibi…

3. Yürütme

Yürütme; planlama ve örgütleme çalışmaları tamamlanmış bir organizasyonda, ilgili tüm kişi, ekip ya da birimlerin ortak amaç ve hedefler doğrultusunda motive edilmeleri, harekete geçirilmeleri ve işe sevk edilmeleridir. 

Yürütme süreci, çalışanlara açık ve seçik talimatlar vermeyi, görevlendirmeler yapmayı, ihtiyaç duyulan alanlarda hizmet içi eğitim çalışmaları gerçekleştirmeyi, sürekli bir moral ve motivasyon desteği vermeyi, disiplin sağlamayı ve başarılı çalışmalar yapanları ödüllendirmeyi içerir. Bu anlamda yürütme sürecinin etkinliği bu çalışmaların etkinliğine bağlı olacaktır.

4. Koordinasyon

Koordinasyon; bir organizasyonda çalışmayı kolaylaştırmak, etkinliği arttırmak ve başarıyı sağlamak için organizasyondaki tüm kişi, ekip, birim ve bölümler tarafından yapılan faaliyetlerin bir bütün halinde ve birbirine uyumlu halde yürütülmesidir. Etkili bir koordinasyon ancak iyi işleyen bir haberleşme sistemi, personel arası uyum ve düzenli görüşme ortamlarının oluşturulmasıyla mümkün olabilir. Bir yöneticinin koordinasyonu sağlama çabası, bir senfoni orkestra şefinin orkestradan aynı ses ve tınıyı yakalama çabasına benzetilebilir. 

5. Denetim

Denetim, en basit tanımlamasıyla, olması gerekenle olanın karşılaştırılması, aradaki farkın ortaya çıkarılması ve bu farkın giderilmesi için gerekli tedbirlerin alınması çabalarını kapsar. Daha öncede belirtildiği gibi etkin bir denetim ancak, etkin bir planlama, hedef belirleme ve standartları ortaya koyma sürecinden sonra mümkün olabilir. Bir organizasyonda işlerin düzenli ve etkin bir şekilde yürütülebilmesi için standartların, kriterlerin ve yöntemlerin belirlendiği sağlıklı bir denetim sistemi kurulmalıdır. İnsanlar arası ilişkilerde güven esas alınmalı, fakat bu güven denetime engel teşkil etmemelidir. Kaldı ki denetim insanlar üzerine değil, sistem ve faaliyetler üzerine odaklanmalıdır.