Sivilleşme Süreci ve Zorluklar

 

Sivilleşme Süreci ve Zorluklar

BİLSAM tarafından düzenlenen ve 13 hafta sürecek olan “Kültür Kuşağı Konferanslar Dizisi”nin 6. Hafta konuşmacısı Gazeteci Yazar Mümtaz’er Türköne idi. İl Genel Meclisi salonunda gerçekleştirilen ve açılış konuşmasının BİLSAM Yönetim Kurulu Üyesi Temel Aşıcı tarafından yapılan konferansta Türköne aşağıdaki konulara değindi.

“Türkiye ve dünya yeni bir döneme giriyor. Ekonomik ve siyasi güç ağırlığı dünyanın batısından doğusuna doğru kayıyor. 2023 yılında tek kutuplu dünya yerini çok kutuplu dünyaya bırakacak. Bu dünyanın en önemli aktörleri ABD, AB, Çin, Rusya, Hindistan, Endonezya, İran ve Türkiye olacak. Türkiye çok kutuplu bu dünyanın en önemli aktörlerinden biri olacak. Liberal kapitalizm yerini önemli oranda Çin modeli devlet kapitalizmine terk edecek. AB nüfusunun 2025 yılında %10’u, 2050 yılında %25’i, 2100 yılında ise %50’si Müslümanlardan oluşacak.  

Gelecek tahmin edilemez, gelecek inşa edilir. Herkes projeksiyonlarını bu yeni şartlara göre yapmalıdır. Toplumun tüm kesimleri bu yeni sürecin hazırlıklarına katılmalıdır. 12 Eylül 2010’da gerçekleştirilen referandum, ülkemizde 50 yıldır sürmekte olan vesayetçi sistemin tabuta konulup, çivisinin çakıldığı bir dönüm noktasıdır. Bu ülkede vesayetçi sistem bitmiştir. Bundan sonra yeniden onu diriltmeye çalışmak ölüyü diriltmeye çalışmak gibidir.

Kürt sorunu karşılıklı yapılan bir çok yanlış yüzünden bu noktalara geldi. Özel alanda bile Kürtçe konuşulmasına yasaklar getirildi, konuşanlara cezalar verildi. Bir insanın annesinden ilk duyduğu, ninniler, masallar dinlediği dilinin yasaklanmasının trajediye yol açacağı açıktır. Aynı şey benim başıma gelse ana dilim yasaklansa herhalde ben de silah alır dağa çıkardım.

Türkiye geçen yüzyılın başında ciddi boyutta varlık ve beka sorunu yaşamıştır. Topyekun yok olma korkusu yaşamıştır. Erkek nüfusun savaşlarda yoğun bir şekilde ölmesi yüzünden “neslin devam ettirilmesi” savaş sırasında askerlere izin verilmesinin en önemli sebeplerinden biri haline gelmiştir. Bu yüzden olsa gerek istiklal marşımız bile “Korkma” sözüyle başlamıştır. Sorunlara bir de bu gözle bakmak gerekir.

Bütün bunlara rağmen Federalizm ve bağımsızlık gibi yaklaşımlar hem Kürtlere hem de Türklere zarar verir. Bunların suhuletle konuşulması, tartışılması ve herkes açısından olumsuzluklara yol açılacağının görülmesi lazım. Zira bazı şeyler konuşularak tüketilir ve işe yaramazlığı ortaya çıkar.

Anadolu toprakları kendisi için en çok kan akıtılan topraklardır. Dünyada birim metre karesi için en çok kan akıtılan toprak neresidir diye bir araştırma yapılsa bunun Anadolu olduğu ortaya çıkacaktır. Türkiye zor bir coğrafyadır, bu topraklar hiçbir zaman rahat ve zenginlik yüzü görmemiştir. En ihtişamlı dönemlerde bile Anadolu Celali isyanlarıyla kavrulmuştur.

Kalabalık bir katılımcı grupla gerçekleştirilen ve yaklaşık iki saat süren konferans dinleyiciler tarafından sorulan soruların cevaplanması ve konuşmacı Mümtaz’er Türköne’ye Malatya Emniyet İl Müdürü Ali Osman Kahya tarafından günün anısına plaket verilmesiyle son buldu. Programa ayrıca belediye başkan yardımcısı Ertan Mumcu, rektör yardımcısı Prof. Dr. İlhan İçen, Milli Eğitim Müdürü Mehmet Bulut, belediye eski başkanı Cemal Akın ve birçok kurum ve STK temsilcisi katıldı.

Programdan sonra BİLSAM’da gerçekleştirilen ve Malatya Valisi Doç. Dr. Ulvi Saran’ın da katıldığı bir toplantı da ise Malatya’da kültür ve sanat alanında yapılan ve yapılması gereken çalışmalar değerlendirildi.

Türköne ayrıca aynı gün öğleden sonra Malatya Polis Meslek Yüksekokulunda “Türkiye’de Sivilleşme Süreci” başlıklı bir konferans verdi Programa İl Emniyet Müdürü A. Osman Kahya, Polis MYO yöneticileri ve yaklaşık 1000 polis ve polis adayı öğrenci katıldı.

Eski dönemden yeni bir döneme geçilirken işin doğası gereği birçok hassasiyet ortaya çıkacak. Bu dönemlerde daha çok sabır, daha çok hoşgörü ve daha çok dayanışmaya ihtiyaç duyulur. Hepimizin buna dikkat etmesi gerekir. Gelecekle ilgili yolumuzu en fazla aydınlatacak şey iç sorunlarımızı çözmek olacaktır. Bunun için ne gerekiyorsa yapılmalıdır. Tartışmak gerekiyorsa tartışılmalı, fedakârlık gerekiyorsa fedakârlık yapılmalıdır.