Ak Parti, ülkemizin derin bir kriz yaşadığı ve değişim arzusunun bütün toplumu sardığı bir dönemde iktidar oldu ve ilk 10 yılında ortak akla, istişareye ve liyakate önem verdiği için de birçok güzel işlere imza attı. Keşke hep öyle kalabilseydi, ancak kalamadı maalesef.
Ak Parti özellikle 2012-13’ten itibaren ilkelerinden kopmaya başladı ve 2015 itibariyle de istikametini 180 derece değiştirdi. Öyle ki Ak Parti 2015 öncesi ve sonrası haliyle tamamen farklı iki partidir. Önceki hali ne ise sonraki hali onun tam zıddıdır.
Bu değişim nasıl oldu, nasıl gerçekleşti, o tarihlerde parti ve devlet içinde neler yaşandı, kimler nasıl devşirildi, kimler ne karşılığında neye razı edildi, ne tür pazarlıklar karşılığında ne tür ittifaklar kuruldu, doğrusu tam olarak bilemiyoruz. Ancak bildiğimiz bir şey var ki, o tarihten beridir her şey değişmeye başladı. Sözgelimi;
O tarihten beridir 28 Şubat’ın en karanlık günlerinde canhıraş şekilde başörtüsü özgürlüğünü savunan, yasaklara karşı mücadele eden ve birçoğu Devlet Güvenlik Mahkemelerinde sürünen Ahmet Taşgetiren, Gülay Göktürk, Ali Bayramoğlu, Ahmet Altan, Yıldıray Oğur, Kürşat Bumin, Nilüfer Göle, Eser Karakaş gibi vicdan sahibi yüzlerce demokrat akademisyen, yazar ve gazeteci peyderpey üniversitelerinden, gazetelerinden ve işlerinden kovuldu.
O tarihten beridir bir zamanlar “Eşi başörtülü olan biri laik Cumhuriyet’e Cumhurbaşkanı olamaz” diyerek mitingler düzenleyenler bugün üniversitelerde rektör. “Eşinin türbanlı olması bir kişinin Cumhurbaşkanı olmasına engel olmamalı” diye kanaat bildiren Avrupa Birliği’ni saflıkla suçlayanlar bugün büyükelçi. 28 Şubat günlerinde bir Merkez Bankası başkanının değerli eşinin başörtüsüne kafayı takanlar bugün yandaş gazetelerde genel yayın yönetmeni.
O tarihten beridir 28 Şubat’ın en karanlık günlerinde “devrim yasaları uygulansın” diye yeri göğü inletenler, bugün de buldukları her fırsatta iktidarın rotasını kendilerinin belirlediğini, iktidarı kendi çizgilerine çektiklerini ve “28 Şubat’ın hala devam ettiğini” iddia ediyorlar ve bir Allah’ın kulu da çıkıp bunu yalanlamıyor.
O tarihten beridir muhalefet partilerine açılmayan televizyon kanalları Perinçek ve adamlarının emrine amade.
O tarihten beridir “28 Şubat Kararlarının” yürütücülüğünü yapanlar, “kamu kurumlarına çağdaş kıyafetliler dışında kimseyi almayın” diye genelgeler gönderenler ve TBMM’ye başörtülü giren ilk kadın Merve Kavakçı’nın vatandaşlıktan çıkarılma kararının altına imza atanlar bugün iktidar ortağı.
O tarihten beridir bu güzelim ülkede adalet, hukuk, demokrasi ve insan hakları askıda.
O tarihten beridir bu ülkede seçimler sağlıklı yapılamıyor.
O tarihten beridir bu ülkede bir şeytan icadı olan kutuplaşma ve ötekileştirmenin önü alınamıyor
O tarihten beridir bu ülkede alçakça darbe girişimleri vuku buluyor ve yüzlerce şehit veriyoruz.
O tarihten beridir TBMM’de FETÖ’nün siyasi ayağı, seçimler öncesi yoğunlaşan terör olayları, dış güçler, çete ve mafya yapılanmaları, yolsuzluklar, kadın cinayetleri ve benzeri konularda verilen araştırma komisyonu kurulması önerileri Ak Parti ve MHP tarafından ısrarla reddediyor.
O tarihten beridir bu ülkede yargı çalışmıyor, AİHM ve AYM kararları uygulanmıyor.
O tarihten beridir 2 milyona yakın insan kendinin terörist olmadığını ispatlamaya çalışıyor.
O tarihten beridir iktidarın tek bir yetkilisi bağımsız gazetecilerin karşısına oturamıyor.
O tarihten beridir devletin televizyonları ve ajansları muhalefete ve bağımsız aydınlara kapalı
O tarihten beridir bu ülke artık dünyada baskı, korku ve yasaklarla anılıyor.
O tarihten beridir hemen her alanda dünya sıralamalarındaki yerimiz geriliyor.
O tarihten beridir işsizlik, yoksulluk, enflasyon ve hayat pahalılığının önü alınamıyor.
O tarihten beridir ülkenin iç ve dış borçları ile faiz ödemeleri rekor üstüne rekor kırıyor.
O tarihten beridir insanlarımız adeta aptal yerine konularak “uçuyoruz, kaçıyoruz” masallarıyla uyutulmaya çalışılıyor.
O tarihten beridir ülkemiz rahip Brunson olayı, Cemal Kaşıkçı Olayı, mülteci sorunu, İsrail ile ilişkiler ve daha birçok konuda savrulma üstüne savrulma yaşıyor.
…ve o tarihten beridir ülkeyi yasaklar ülkesine dönüştüren Ak Parti, MHP ve Perinçek koalisyonu umut ve gelecek vadedemez hale geldikleri için bu sefer de korku, kaygı ve endişe yayarak iktidarlarını sürdürmeye çalışıyor.
O tarihten beridir dindar ve muhafazakâr çevreler bütün bunlara rağmen Ak Parti’nin hala aynı Ak Parti olup olmadığını tartışıyor.
Tüm Hakları Prof.Dr.İbrahim GEZER | Kişisel WEB Sitesi sitesine aittir. Lütfen kaynak göstermeden kullanmayınız. Bu içerik 25.10.2022 22:50:00 tarihinden itibaren 291 defa okunmuştur.